Sanal gerçekçiliğin henüz AR-GE aşamasında olduğunu ifade eden BAU Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üy. Güven Çatak, “Şu an hantal bir teknoloji ama çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Çünkü çok büyük markalar buna yatırım yaptı. O yüzden hayatımıza illaki girecek” dedi.

Yazılım ve donanımdaki teknolojik gelişmeler sayesinde oyun grafikleri her geçen gün daha da gerçek bir hal almaya başladı. Hatta yakın zamanda gerçek görüntülerden ayırt edilemeyeceği bile ifade ediliyor. Öte yandan sanal gerçeklik oyunları gün geçtikçe insan yaşamında daha da yer edinirken teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelecekte şu an için hayal gibi görünen şeylerin gerçeğe dönmesi ihtimalini de düşündürüyor.

Örneğin Yapımcı ve Yönetmen Steven Spielberg’in, Ernest Cline’ın aynı adı taşıyan kitabından uyarlanan filmi ‘Başlat: Ready Player One’, sanal gerçeklik oyunlarının gün geçtikçe insan yaşamında edindiği yeri en iyi anlatan filmlerden bir tanesi olarak gösteriliyor. Film geleceğin dünyasını keşfetme konusunda insanların akıllarına ‘Acaba biz de bir gün teknoloji sayesinde sanal dünyaya böyle bir geçiş yaşayabilir miyiz? sorusunu getiriyor.

Bu anlamda sanal gerçekçiliğin henüz AR-GE aşamasında olduğunu ancak üzerine çok fazla proje yapıldığını ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üy. Güven Çatak, “Teknolojinin kendisi gelişiyor. Bilindiği üzere şu an hantal bir teknoloji ama çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Çünkü çok büyük markalar buna yatırım yaptı. O yüzden hayatımıza illaki girecek. Bundan bir kaçış yok. Bir yandan kaçış yok diyoruz ancak bir yandan da insanlar bu teknolojileri kaçmak için istiyor. Özellikle eğlence sektöründe sizi bulunduğunuz yerden başka bir yere götürmeyi vaat ediyor” dedi.

“Uzaktan eğitimde fırsat eşitliği sunabilir”

“Bunun dışında eğitim sektörü anlamında da çok ciddi bir eşitlemeye getirebilir” diyerek sözlerine devam eden Dr. Öğr. Üy. Güven Çatak, “Uzaktan eğitimi çok üst bir noktaya ulaştırabilir. Bu anlamda enteresan bir fırsat eşitliği de sunabilir. Hayatta deneyimleyemeyeceğiniz bir şeyi sanal gerçeklik ile deneyimleyerek, bizzat o lokasyona gidip çok farklı şeyler öğrenebilirsiniz. Deneyimle öğrenmek çok daha kalıcı oluyor. Sanal gerçekliğin de gücü burada” şeklinde konuştu.

“Film ve oyun arasındaki çizgi muğlak hale gelecek”

Oyun grafiklerinin her geçen gün daha da gerçek bir hal almaya başladığının altını çizen Dr. Öğr. Üy. Güven Çatak, “Oyunlar görsel ve işitsel anlamda oldukça gelişmekte. Geçmişe göre çok da hızlı gelişiyorlar. Hatta geçmişte filmlerin oyunları yapılırdı şimdi oyunların film adaptasyonları yapılıyor. Filmlerin üretiminde oyun teknolojileri kullanılıyor. Oyun motoru dediğimiz yazılımlar ile üretilen filmler var. Film ve oyun arasındaki çizgi gittikçe muğlak bir hale gelecek. Gerçekten ayırt edemeyeceğimiz bir görüntü kalitesinde interaktif deneyimler sunan bir mecradan bahsediyoruz aslında” ifadelerini kullandı.